
@mehhat | 30 Apr 25 - 06:30
Web 1.0, Web 2.0, Web 3.0 ve Web 4.0 nedir ve aradaki farklar nelerdir en basit haliyle hikaye gibi anlatmak istedim. Teknik konulara girmeden halk dilinde basitçe anlatacam ki bu konulara aşina olmayan kişiler de konuyu anlayabilsin. Hikaye kısmı gerçekle alakası olmayıp sadece konuyu anlatmak için basitçe uydurulmuş örnektir. Keşfedenlere, geliştirenlere ve bugüne getirenlere saygısızlık olmasın. Onların yeri ve hikayesi bir yazıya sığdırılmaz.
WEB 1.0 nedir? (Statik Web)
Web1, "iki bilgisayar" arası ilk iletişimi temsil eder. Bilgisayardan önce zaten ev telefonları kablo ile birbirine bağlanıp bilgi (ses) aktarıyordu. Hemen hemen her evde telefon hattı vardı. Haliyle telefonun gelişmişi olan bilgisayar da bunu yapabilirdi. Telefon hattı ile bağlanmış iki bilgisayardan biri diğerine bir bilgi gönderir ve ikinci bilgisayar bu bilgiyi direkt birinci bilgisayardan alır. Hangi bilgisayar göndereceğini bilmek için o bilgisayarın numarasını yazmak gerek tabi. Arada hiçbir aracı bilgisayar yoktur ve iletişim hep bu şekilde karşılıklı bilgi gönderip almakla ilerler. İsterseniz 100 tane bilgisayara bilgi gönderebilirsiniz ama her mesajı tek tek bilgisayarlara gönderirsiniz. Tıpkı telefon ederek haber vermek gibi ama biraz daha hızlı. üstelik sese gerek yok, yazı ve resim de gönderilebiliyor. Zaten bu sebeple web1'in ilk örneği e-mail (e-posta) göndermektir diyebiliriz. Herkes postanelere gidip birbirine mektup göndermek yerine oturduğu yerden e-posta göndermeye başladı. Muazzam bir kolaylık.
Web 2.0 nedir? (Etkileşimli Web)
Şimdi şöyle düşünelim. Web1 muazzam bir kolaylıktı ama daha da rahata alıştık ve artık herkese tek tek bilgi göndermek gerçekten yorucu. Daha da kolaylaştıramaz mıyız? 1000 öğrencisi olan bir öğretmen olduğunuzu ve öğrencilerinize düzenli bilgi aktarmanız ve almanız gerektiğini düşünün. Uffff... Bu yüzden bu öğretmenin aklına bir fikir geliyor ve öğrencilerine: "sevgili öğrenciler, ben tek tek sizin bilgisayarlarınıza mesaj göndermek ve sizden cevap almak yerine mesajı kendi bilgisayarımdaki bir klasöre kaydettim ve kendi bilgisayarıma bağlanan herkesin bunu görmesini sağlayan bir program yazdım. Artık hepinize atacağım ortak mesajı buraya yazacam. Siz de bilgisayarıma bağlanıp okuyabilirsiniz. Hatta hepinizin gönderdiği cevaplar da bu klasöre kaydolacak. Böylece hepinizin mesajı benim bilgisayarımda toplanacağı için bağlanan herkes bunları görebilecek" diyor. "Tek tek sizinle mi uğraşacam, alın size yalak yaptım, topluca burdan su için" dememiş tabi, iyi bir öğretmen. Neyse yani her bilgisayarın bağlanabildiği ve içindekileri görebildiği bir ortak bilgisayar fikri! Bu ortak bilgisayara "sunucu" ismini verdiler. Ve ilk sosyal medya kurulmuş oldu. Böylece öğrenciler sürekli bu bilgisayara yazı gönderip birbirleriyle gruplar halinde konuşup iletişim kurabiliyorlardı ve herkese tek tek mesaj atmak zorunda değillerdi. Tabi bu bilgisayar açık ve internete bağlı olduğu sürece. İşte bunu farkeden şirketler hemen kendi sunucularını kurdular ve daha gelişmiş yazılımlarla facebook, twitter, trendyol, amazon, hepsiburada, telegram, whatsapp gibi ağlar/sunucular/siteler kurdular. Gönderdiğimiz her yazı, resim, müzik vs. bu şirketlerin ortak bilgisayarlarında, yani suncularında kaydediliyor ve arkadaşlarımızın hepsi oraya bağlanıp paylaşımlarımızı görüyor. İşte bu döneme de web2 dönemi diyoruz. Web1'den tek farkı bir fikir. Her şey aynı, internet aynı internet, sadece bilgilerin kaydolduğu ortak bir bilgisayar var artık.
Web 3.0 nedir? (Merkeziyetsiz Web)
Web2 çok güzeldi hepimiz bunda hemfikiriz. Ama ya bu ortak bilgisayar kapanırsa? Evet şuan bir öğretmenin kontrolünde değil belki, koca şirketlerin sunucularına kaydediyoruz ama her şeyimiz (anılarımız, düşüncelerimiz, hatıralarımız) onların elinde. İflas edebilirler, ya da bir devlet adamının tek bir emri ile her şeyimizi silebilir veya ülkemizde yasaklanabilirler. O olmasa bile bir hacker (internet korsanı) o sunucuyu ele geçirip her şeyimizi silebilir. Ya da alışveriş sitesine para yatırdık ama hacker sunucuyu hackleyip bizim hesaptaki parayı eksiltip kendi hesabında arttırabilir. Olur mu olur valla. Oldu da zaten.
İşte bunu 1990'larda anladık ve bir sürü teoriler ortaya atıldı hesaplar yapıldı ne yapabiliriz diye. O zaman buna da bir çare bulmak gerekiyordu. Ama ne yapabiliriz? Tek bir kişinin elinde olmicaksa o zaman farklı ülkelerden binlerce hatta onbinlerce kişinin bilgisayarına kaydedelim bunları dedi birileri. Ve eğer bu binlerce bilgisayarlardan bazılarında bu bilgiler silinir veya değiştirilirse diğer bilgisayarları da kontrol edip çoğunluğa bakıp çoğunlukta hangi bilgi varsa (konsensüs) onu kabul edelim. Yani dijital demokrasi var artık. Bu arada bu "çoğunluğu" hesaplayacak programlar yine binlerce bilgisayara kaydolacak (Node, Süpernode, madencilik uygulamaları vs). Ee, zaten kimse kolay kolay farklı ülkelerdeki binlerce bilgisayarı tespit edip aynı anda hackleyip verilerini değiştiremez. Hiçbir devlet adamı da bunu yapamaz. Nihayet uzun yıllar süren düşünce ve hesaplamalar sonucunda 2010'da Bitcoin ile tamamen güvenli bir ağ kurmuş olduk bu yöntemle ve bu sistemin çalışabildiğini anladık. 2010'da hoş geldin Web3'ün emekleme dönemi! Yine internet aynı internet ama fikir dahiyane. Tabi bunun arkasındaki algoritmayı yazanları unutmamak gerek, onlara da kocaman saygılar...
Ama bilmemiz gereken bir şey var. Binlerce bilgisayar neden 7/24 açık kalıp bu trafiği sağlasın ki? Ya kimse buna razı gelmezse? O zaman bilgi akışı olmaz ve hiçbir yere kaydolmaz. "Birileri güvenle iletişim kuracak, bilgi aktaracak diye ben neden bilgisayarımı çürütüp, elektrik ve internet parasını cebimden ödüyorum abi? Şirketler reklam yayınlayıp para kazanıyordu. O zaman bana da para verin yaparım" dedi birileri. İşte web3'ün temelini atarken bu sorunu baştan çözmek gerekiyordu. Yani bilgisayarına bilgi akışını sağlayan programı kuranlara para vermek (kripto madenciliği) gerekiyordu ki kazançları olsun devam etsinler. O zaman web3 kullananlardan işlem başına (Gas, fee) kesinti yapacaz ve bu kesintileri de bu bilgisayarını sunucu gibi kullanan kişilere verecez ki seve seve yapsınlar. Web3 kullanmayandan alacak halimiz yok zaten. Boğaza köprü yapmıyoruz sonuçta(bu şakaya gülüyoruz!) Web3 üzerinde cüzdanlar arası yaptığımız her işlemde bir işlem ücreti (gas, fee) ödememiz bu yüzden. İşte sonuç olarak bu şekilde para kazananlara madenci, bu işe de kripto madenciliği denildi. İşte coin dediğimiz dijital para bu noktada çıkıyor. Bu sebeple web3 kullanan ağların her biri kendi dijital parasını da üretmiş oluyor ki madenciler bu ağları kendi bilgisayarında desteklesinler ve bu paraları kazansınlar. Kullanan sayısı arttıkça da bu paraya talep artar ve değerlenir. Ve bu düzen bu şekilde devam eder merkeziyetsiz ve kimde olduğu bilinmeyen onbinlerce yüzbinlerce ilgisayar üzerinden.
Aslında Bitcoin mesaj veya bilgi aktarımından ziyade sadece para aktarımına odaklanarak yaptı bunu. Bankalara bağlı kalmayalım, zaten bankalardaki paramız da sayılardan ibaret, o zaman bu sayıları binlerce bilgisayarda kaydedilsin ve böylece merkezi bir kuruma bağlı kalmasın. Ama sayıları aktarmakla bilgi aktarmak aynı şekilde bilgisayarlara kaydedilebildiği için başta Etherium olmak üzere birçok girişimci bu fikri geliştirdiler ve günümüzde artık aynı yöntemle her şeyi aktarabiliyoruz ve Web3 sosyal ağı dönemi asıl bu şekilde başladı.
Peki web3, web2'nin yerine mi geçecek. Cevap "hayır". Çünkü her şey için bu kadar yüksek güvenliğe ve binlerce bilgisayara gerek yok. Hala kendi kişisel sunucularınızda kendi kişisel blog sitenizi, kendi e-ticaret sitenizi, kendi oyun sitelerinizi açabilirsiniz. Her zaman da açabileceksiniz. Kullanan olduğu sürece kim sizi engelleyebilir ki?
NOT: Burada yalnızca web3'ün örnek bir temeli anlatılmıştır. Web3'ün temel mantığı işlemleri birçok bilgisayara kaydedip merkeziyetsizliği sağlamak. Bunun haricinde her sistem kendi kurallarını ve çalışma mekanizmasını belirler. Örneğin Bitcoin sisteminde işlem doğrulaması (Node) yapanlar bir kazanç elde etmezler, yalnızca block işlemlerinin yapıldığı madencilikle kazanç elde edilir. Borsalar veya madenciler doğrulama işlemlerini işlerine yaradığı için yaparlar yine de. Pi Network'te ise işlem ücretleri doğrulma işlemi yapan node'lara da ödül olarak verilebiliyor. Kimi sistem enflasyonu önlmeke adına işlem ücretlerini "burn" etmeyi de (yakmayı) tercih edebilir. Her sistem kendi kurallarını belirler.
Web 4.0 nedir?
Web4, Web 1.0, Web 2.0 ve Web3'ün ardından gelen, henüz tam anlamıyla oluşmamış ama geleceğe dair vizyonlar sunan bir kavramdır. Genellikle Web4, "etkileşimli yapay zekâ destekli internet" veya "insan ve makine etkileşiminin ileri seviyesi" olarak tanımlanıyor. Bununla ilgili tahminlerde;
1. İnsan ve Makine Arasında Daha Derin Entegrasyon
2. Otonom ve Zeki İnternet
3. Her Yerde ve Her Şeyde İnternet (Ubiquitous Web)
4. Daha Duyarlı ve Etik Dijital Deneyim
gibi fikirler var.
Yani kim bilir, belki birileri interneti bir tarafımıza monte eder (beynimize olabilir) ve zihin gücüyle bilgi aktarabiliriz ve buna web4 diyebiliriz. Ya da robotlar bizi yok eder ve dünyada insanlar olmadan "robotlar arası bağımsız iletişim"i başlatıp buna web4 diyebilirler. Bekleyip göreceğiz artık.

1,726 Click
1,537 Click
3 month ago
7 month ago
7 month ago
8 month ago
8 month ago
Yukarı