@sedir-agaci | 5 Jun 17 - 22:24
Bu arada bir şeyi daha öğrendim onuda yazayım.
Yukarda nötrinoların maddelerin içinden etkilenmeden ışık hızı ile geçtiğini yazmıştım. Ama deney yapılan nötrinoları nasıl gönderip, sonrada tuttuklarını bilmiyordum. Hiç bir şeyden etkilenmiyorsa, deneyde yapamazsın, nötrinoyu tutamazsın. Mıknatıs yada elektriksel bir güçle tutmuş olabilirlerdir diye düşünüyordum.
Bir deneyde isviçreden gönderilen nötrinonun italyada yakalandığını okumuştum.
Ne mıknatıstan nede elektrik gücünden etkileniyorlarmış.
Tutmuyorlarmış.
Nötrinoyu yaratıp bir yöne gitmesini sağlıyorlarmış. Yönü yaratım sürecinde veriyorlar. Özel bir atom bir işlemden geçirirsen, diğer şeylerle beraber nötrinoda açığa çıkıyor.
Gittiği yerde yakalama olayıda yok, geçtiği anda suda oluşturduğu ışımayı yakalıyorlarmış. Çok büyük miktarda saf su kullanılıyormuş ve nötrino sudan geçerken bir tür ışıma yaratıyormuş...
Gelelim kuantum bilgisayarın okuma mantığına...
Atom var ama bugüne kadar bildiğim kadarı ile fiziksel olarak hiç bir cihazla göremezsin.
Sadece deneylerle, hiç bir soru işareti bırakmayacak şekilde ispatlanıyor.
Elektron, proton ve nötron ise atomun parçaları.
Atomu göremiyorsun ama çok küçük parçalarını bile deneylerle ispatlıyorsun.
Bitmedi, bu parçalarında parçaları var ve onlara kuark deniyor. Onlarıda deneyle ispatlamışsın ama görememişsin.
Bitmedi en küçük parça foton lar var... atomu görememişsin, fotonu hiç göremezsin... foton eşittir ışık yani enerji parçacığı ve hem parçacık hem dalga özelliği gösteriyor.
İşte kuantum bilimi atomun bu küçük parçaları bulunduğu zaman başladı, 100 yıldan fazla oldu.
hala ana konuya giremedim.
(Yazılma tarihi: 7 Mayıs 2017)